Tesiad Federasyonu | İş Dünyasının Buluşma Noktası #evdekaltürkiye
Şube Buluşmaları kapsamında Genel Başkan Muhammet İlyas BOZKURT İstanbul’daki iş adamları ile bir araya geldi. Genel Başkan toplantıda ekonomik gidişattan, doların yükselişine, 15 Temmuz darbe girişiminden, yeni anayasa değişikliğine kadar birçok konuda iş adamlarının nabzını tuttu.
KAMU MALİYESİ BAŞARILI ANCAK REEL SEKTÖR BOĞULUYOR
Ekonomik gidişatı değerlendirirken hükümetin kamu maliyesi açısından başarılı olduğunu aktaran Genel Başkan İlyas BOZKURT şu şekilde konuştu “Reel sektör açısından zorlu bir süreçten geçiyoruz. Reel sektörde ciddi bir daralma var. Çünkü reel sektör bu zamana kadar hep göz ardı edildi, inşaat sektörü ön plana çıkarıldı. Büyümede de zaten inşaatın payını görüyorsunuz. Yüzde %1,8… Yani nüfus artış hızını dikkate alıp inşaatın büyümedeki etkisini hesaba katarak son 5 yıla baktığınızda inşaat hariç reel sektörün son 5 yıldır büyümediğini görürsünüz.”
PARAMIZI BETONA GÖMÜYORUZ
Reel sektördeki sıkıntıya bir örnek veren Başkan “2015 yılında 1 milyon 400 bin daire satılmış. Bunların yüzde 69’u ipoteksiz satılmış. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? İşadamı elindeki parayı gelmiş inşaata yatırmış. Yani sanayide, üretimde, teknolojide kullanmak yerine paramızı betona gömüyoruz. Açık söylüyorum bu bizi felakete sürükler. İnşaat sektörü dursun demiyoruz, kesinlikle; stabil halde tutulsun. Ama reel sektöre kan pompalanması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Ekonomide yönümüzü inşaattan üreticiye çevirmek gerektiğine dikkat çeken BOZKURT çözüm önerilerini de şu şekilde aktardı: “Bakın ekonomi iki ayak üzerinde durur. İç piyasa ve dış piyasa. İç piyasanın dinamiği ise kısıtlı maaş alan mutlak harcayıcılardır. Fakirlik sınırının altında maaş alan yani bugünün Türkiye’sinde ayda 4000 bin liranın altında evine para giren dört kişilik bir aileden bahsediyoruz. Bu kişiler parayı yastık altına atamaz, biriktiremez. Bu nedenle mutlak harcayıcı gruba yapacağınız her bir zam direk ekonomiyi canlandırır. Bunu da yavaş yavaş yapmalısınız yoksa bu da enflasyonu tetikler. İç piyasanın canlanması için ek olarak Kobileri desteklemeli ve üreticilerin üzerindeki gereksiz direk, dolaylı, gizli, özel vergileri mutlaka hafifletmelisiniz. Bu hamleler doğru bir şekilde yapılırsa ekonomimizde 6 ayda bahar rüzgârı eser.
Diğer bir açıdan da dış politikada da şahin politikalarından vazgeçilip yeniden güvercin politikalarına dönülmeli –ki Sayın Başbakan Binali YILDIRIM da bunun sinyallerini verdi. Çünkü dış politikada ne kadar az sorun o kadar fazla ticaret…”
BOZKURT; Devletin, mutlak harcayıcı gruba giren memur maaşlarını artırabilmesi ve devletin vergilerin bir kısmından feragat edebilmesi için nasıl kaynak bulunacağına da şu şekilde açıklık getirdi: “Devletin bu zamları yapacak ve özel sektör üzerindeki fazla vergilerden vazgeçecek ekonomik gücü var. Sorun devlet ekonomisinde yani kamu maliyesinde değil sorun reel sektörde… Bakın enflasyon % 8 diyorsunuz, bütçeyi hep % 20 büyütüyorsunuz. Yani reel sektörün üzerindeki basıncı iyice artırıyorsunuz. Reel sektör nefes alana kadar gerekirse birkaç yıl devlet bütçesini büyütmeyelim. Devletler harcamayı severler. Fakat bu fedakârlık yapılmak zorunda… Bazı harcamalar kısılmalı, bazıları ertelenmeli ve bazıları da yap-işlet-devret modeli ile gerçekleştirilmeli. Yoksa yüksek bütçe, yüksek vergi demek; yüksek vergi de artık reel sektörü boğuyor.
Mutlak harcayıcı gruba giren işçilerin ise maaşlarını artırmak adına işverenlerin de çalışanlarına bu zammı yapması için gereken SGK primlerinin ve vergi yükünün azaltılmasıdır. Bir asgari ücretli bugün 2 bin liraya mal oluyor. İşveren diyor ki ‘Ben yine işçime aynı parayı vereyim ama SGK primleri ve vergiler azaltılsın.’ Çalışanın ücreti bir tarafa ÖTV’ler, yüksek KDV oranları vesaire… Direk, dolaylı, gizli vergilerle reel sektörde vergisini tam vermeye çalışan bir insan katma değeri yüksek ürün üretmiyorsa -ki Türkiye’de bu oranlar çok düşük biliyorsunuz,- para kazanamıyor. Üretici kendine değil devlete çalışıyor.”
Sorulan bir soru üzerine dövizdeki artışın nedenine değinen Bozkurt “bu konuda bundan tam bir yıl öncesinden uyarıda bulunduklarını hatırlattı. Doların bir yılda yaklaşık yüzde 25 değer kazandığını dile getiren Genel Başkan “Buna sebep olarak ABD Merkez Bankası’nın faiz artırımına gideceği söylentisi gösteriliyor ama durum böyle değil. Peki, neden döviz bu kadar hızlı yükseliyor? Türkiye’nin yılsonunda ödemesi gereken dövize endeksli bir borcu ve tabi bunun da faizi var. Üstüne 32 milyar dolar cari açık var. Ve tabi bunların dışında da bir takım dış harcamalar var. Bankalarınsa yılsonunda pozisyon kapatması gerekiyor. Yani devletin Aralık, Ocak ayında 60-65 milyar dolar bulup ödeme yapması gerekiyor. Eğer bunu yapabilirlerse dövizde rahatlama bekleyebiliriz. Yoksa doların gidişatı iyi olmaz…
TESİAD Genel Başkanı Muhammet İlyas BOZKURT toplantı sonunda gerçekleştirdiği Ankara temasları ile ilgili değerlendirmelerini şu şekilde aktardı: “Vekillerimizle, bürokratlarımızla görüştük hepsi durumun farkında, hatta biz bir söylüyoruz onlar üç ekliyor. Biz STK olarak üzerimize düşeni yaptık, tüm bunları yetkililerle paylaştık. Eğer biz gerekli tedbirleri alır ve çalışmaya devam edersek, bakın küresel ekonomideki kötü gidişata rağmen diyorum ki Türkiye 6 ayda refaha kavuşur.
Özellikle ifade etmek isterim; dost acı söyler. Bizi bilen bilir… Biz ne iktidar partisinin uzantısıyız, ne de muhalefetin. Biz yeri gelir olumlu yapılan bir konu varsa arkasında durur destek oluruz; yeri gelir yanlış yapıldığını düşündüğümüz bir konu varsa da çıkar alternatifi ile de düşüncemizi söyleriz. TESİAD kurulduğu günden bugüne 15 yıldır hep hakkın yanında olmaya çalışmıştır.”
