Türkiye Etkin Sanayici ve İşadamları Federasyonu (TESİAD) Başkanı İlyas Bozkurt, Bursa’nın ve Türiye’nin gündemindeki önemli konulara ışık tuttu. Yerel yönetimler yasasının genel itibariyle olumlu olduğunu söyleyen Bozkurt, halka hizmette birlik sağlanması gerektiğini ifade etti.
Türkiye Etkin Sanayici ve İşadamları Federasyonu (TESİAD) Başkanı İlyas Bozkurt, yerel yönetimler yasası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bozkurt, iktidarın şu anda Fransa ve İngiltere’de uygulanan bölge sistemine doğru gittiğini, bunun da uygulamada yarı başkanlık sistemi anlamına geldiğini söyledi. “Biz bir sivil toplum kuruluşu olarak Meclis’te bekleyen yasayı inceledik. Konuşulması gereken yanları var, ancak yaklaşık yüzde 70 oranında Türkiye’ye fayda sağlayacağını düşünüyoruz” diyen Bozkurt, İngiltere’de uygulanan benzer sistemin, yerel halka sunulan hizmetlerde birlik sağladığını ve hizmet kalitesini arttırdığını belirtti. Şehir içerisinde bir sokağın Büyükşehir’e, başka bir sokağın Karayolları’na, caddenin yanındaki parkın ise Orman Müdürlüğü’ne bağlı olabildiğini kaydeden Bozkurt, “Batıda yerel yönetimler güçlü olduğu için, şehirleşme de oldukça başarılı olmuş. Biz yeni yasanın faydalı olacağına inanıyoruz” diye konuştu. Bozkurt Merkezî idarenin; savunmayı, eğitim sistemini, yargıyı, maliye sistemini yerelleştirmeme” konusuna dikkat etmesi durumunda yerel yönetimleri güçlendirmenin bölünmeye neden olmayacağını söyledi.
YENİ DOĞANBEY’LER OLMASIN
Konuşmasında kentsel dönüşüm çalışmalarına da değinen TESİAD Başkanı Bozkurt, “Kentsel dönüşüm, belediyelerin tek başlarına yapabileceği bir çalışma değil. Başarılı olunabilmesi için kesinlikle merkezi idarenin bunun arkasında durması lazım. Bursa’daki çalışmalar da suiistimal edilmezse son derece başarılı olacaktır. Fakat en önemlisi, ‘Ben yaptım, oldu’ mantığıyla kentsel dönüşüm yapılmaz. Doğanbey felaketi ortada. Eğer yeni Doğanbey’ler olacaksa bu yeni felaketlere yol açar. Belediyelerin, çalışmalara başlamadan önce projelerini kamuoyuyla paylaşıp tartışmalarına imkan vermeleri, bu felaketlerin bir daha yaşanmaması adına son derece yerinde olur” şeklinde konuştu. Bozkurt “Mesela proje yarışması açar en iyi projeyi seçersiniz; ama nereye yapılacağını da tartışmaya açmalısınız” dedi.
HAVA ULAŞIMINA YAKIT DESTEĞİ
Bursa’nın ulaşım sorununa da açıklık getiren Bozkurt, kentin trafik sorununun yıllardır birikerek tahammül edilemez boyutlara geldiğini ifade etti. Kentin sürekli göç almasına rağmen alternatif yollarının olmayışına dikkat çeken İlyas Bozkurt, “Kentsel dönüşümün çok önemli bir avantajı, istimlakların hızlı tamamlanmasına ve gerekli alternatif yolların oluşturulmasına imkan tanıyacak olması” dedi. Yenişehir’deki havaalanının da Bursalılar için uygun bir yerde olmadığının altını çizen Başkan Bozkurt, “Bu durum yetkililer tarafından kabul edilmiyor. Çünkü Yenişehir’e zamanında 100 milyon doların üstünde bir harcama yapıldı. Binlerce Bursalı, her gün İstanbul’a havalimanlarını kullanmaya gidiyor. Dünyanın bütün modern kentlerinde, merkeze uzak da olsa havalimanına raylı sistemle ulaşmak mümkün. Ben Bursa’nın, iç hatlara dönük yeni bir havalimanına ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Yenişehir Havaalanı ise Bursa, Eskişehir,” Bilecik bölgesinin uluslar arası havalimanı olarak değerlendirilebilir” dedi. Batıda yerel yönetimlerin uçak bileti fiyatlarını aşağı çekmek için yakıt sübvansiyonu gibi uygulamalar yaptığını anlatan Bozkurt, Bursa’da da buna benzer uygulamaların yapılabileceğini aktardı.
DEVLET OKULLARI BAŞARISIZ
Bir soru üzerine, yeni eğitim sisteminde dersanelerin kapatılmasının gündeme gelmesine de değinen TESİAD Başkanı Bozkurt, Türkiye’de 120 bin dersane personeli bulunduğunu ve dersanelerin kapatılması halinde 500 bine yakın insanın bu durumdan direkt olarak olumsuz etkileneceğini söyledi. Bozkurt şu açıklamalarda bulundu: “Devlet olarak dört dörtlük bir eğitim verirseniz zaten dersaneye ihtiyaç kalmaz. Ancak özel okul öğrencileri dersaneye gitmiyor, çünkü üniversiteye yeterince iyi hazırlanma imkanı buluyorlar. Devlet okullarında ise öğrencilerin bu imkanı yok. Devlet okulları başarısız, bunu kabul etmeliyiz. Dersaneler, sistem içerisinde şu an önemli bir boşluğu dolduruyor. Orta ve düşük gelir düzeyindeki ailelerin çocukları üniversiteyi dersane olmadan nasıl kazanacak? Üstelik direkt olarak dersanelerin kapatılmasına odaklanmak demokratik bir tavır değil. Dersanelerin özel okul olması da gündemde. Ancak Bursa’da bir binanın bir katında bir dersane, iki kat yukarıda başka bir dersane var. Sadece tabela değişecekse bunun da hiçbir getirisi olmaz. Türkiye, dersane gerçeğini kabul etmelidir. Özel okulların teşvik edilmesi ise yerinde bir adım olacaktır. Çünkü devlet okullarının sayısı azaldıkça, kalitesi de artacaktır.”
“18 YAŞ MESELESİ GÜNDEM DEĞİŞTİRMEDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL”
“DIŞ POLİTİKADA HIRÇIN ÇİZGİ NE ZAMAN BAŞLADI?”
Gündemdeki taze maddelerden biri olan ve seçilme yaşının 18’e indirilmesini öngören tartışmaları gündem değiştirme olarak yorumlayan İlyas Bozkurt, “18 yaşındaki gencimiz daha üniversiteyi bitirmedi, askere gitmedi, evlenmedi, sorumluluk almadı. Bu oy kaygısıyla yaratılan bir gündem değil, ancak gelen şehit haberleri, Suriye’den düşen bombalar nedeniyle böyle bir gündem değiştirme ihtiyacı hissedilmiş olabilir. Zira Suriye ile köprüleri erken attık. 2010 yılına kadar Abdullah Gül tarafından belirlenen dış politika, komşularla sıfır soruna dayalı, dostane ilişkilere dayanan ve dışarıdan saygı gören bir politikaydı. Ancak Ahmet Davutoğlu, dış politikada çok daha hırçın bir çizgi izliyor. Dış politikanın bir an önce gözden geçirilip yeniden uzlaşmacı ve sıfır sorun içerikli yaklaşıma dönülmesi gerekiyor” diye konuştu. Suriye’de yaşanan katliam gerçeğinin kabullenilmesi gerektiğini vurgulayan Bozkurt, “Orada yaşanan katliamdan kaçan halk Türkiye sınırına doğru kaçıyor. Maliyeti ne olursa olsun bu sığınmacılara yardım etmemiz gerekli. Tarihi kimliğimiz de bize bunu bir görev olarak biçiyor. Bu konuda hükümetin yaptığı doğru. Ancak bu kavgada taraf olmak yerine, her iki tarafla da diyalogu korumak gerekliydi. Bu şekilde de mazlum halkı destekleyebilirdik. Ancak ilişkiler bu boyuta gelmeyebilirdi” dedi. İçerisinde bulunan şartlarda gelinen aşamada ise net duruş göstermenin son derece önemli olduğunun altını çizen Başkan Bozkurt, şunları söyledi: “Acil durumlarda aciz duruma düşmemeliyiz. Tezkere kararı bu aşamada doğru. Suriye bir aşiret devleti. Bu yüzden Türkiye ile kıyaslanması kesinlikle mümkün değil. Ancak işin arkasındaki Rusya, İran ve Çin gerçeğini dikkate almak gerekli. Dileriz ki Esad bir an önce yönetimi bırakır. Yoksa Türkiye’nin başına çorap örülmeye devam edecektir.
KIŞLADA SİYASET OLMAZ
Konuşmasında son olarak silah altındaki erlerin oy kullanabilmesi tartışmalarına değinen TESİAD Başkanı Bozkurt, şunları söyledi: “Subay, kadrolu bir devlet görevlisi olarak gidip oyunu kullanıyor. Er aynı değil. Seçim dönemlerinde siyasi partilerin gidip kışlada propaganda yapması gibi bir durum söz konusu olamaz. Ayrıca kışlanın içine seçim sandığı mı konulacak, yoksa asker kışladan çıkarılıp sandığa mı götürülecek? Biz TESİAD olarak 2 yere siyasetin hiçbir şekilde girmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunlar camiler ve kışlalardır. Bir ülkede Camiye ve kışlaya siyaset girdiği zaman o ülkenin sonu gelmiş demektir. Bu sebeple kışlaya siyaset sokmanın son derece yanlış olduğunu ve tehlikeli sonuçlara neden olacağını düşünüyoruz.”