Home / Röportajlar / BAŞKAN BOZKURT ‘ZEYTİN DALI OPERASYONU’ NU DEĞERLENDİRDİ

BAŞKAN BOZKURT ‘ZEYTİN DALI OPERASYONU’ NU DEĞERLENDİRDİ

Suriye’nin kuzeyinde devam eden Afrin Operasyonu ile ilgili konuşan TESİAD Genel Başkanı M. İlyas Bozkurt, “Duruşumuz net olacak. Askerimiz cephede savaşıyor bizde geride üzerimize ne düşüyorsa yapacağız. Eğer gidip savaşmamız gerekiyorsa gidip savaşacağız” dedi.

TESİAD Genel Başkanı M. İlyas Bozkurt, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’i terör örgütünden temizlemek için başlattığı operasyon ile ilgili açıklamalarda bulundu. Başkan Bozkurt, “Biliyorsunuz PKK Kandil Dağı’ndan beslenerek operasyonlar yapıyordu. Sonra PKK’nın merkezi, kuzey Suriye’ye doğru oradaki boşluktan yararlanarak kendilerine alan buldu. Daha sonra ABD’nin desteğiyle 4500 TIR’lık bir mühimmat desteğiyle orada adete bir mini devlet gibi oldular. Yani Kandil’deyken 7500 militanı vardı. Bunlardan 2500 kişi aktif olarak arazide savaşıyordu. 5000 bin tanesi de geride bekliyordu. PKK Suriye’nin kuzeyine geldikten sonra ABD’den gelen askeri mühimmatlarla yani bölüğüyle, taburuyla, alayıyla bir ordu şekline dönüştü. Bu durum burnumuzun dibinde çok ciddi bir tehdidin büyüdüğü anlamına geliyor. Türkiye’de tabiki buna kayıtsız kalamaz. Bu operasyon son derece önemli ve yapılmalıydı. Bana göre geç kalınmış bir operasyon. Daha yılanın başı küçükken ezilmesi gerekiyordu. Ama geç olsun güç olmasın. Bu operasyon bizim için hayati derecede önemli. Mutlaka Afrin’e girilmesi ve kontrol altına alınması lazım. Afrin bir istasyon asıl bunun çekirdeği Münbiç. Kandil’in merkezi Münbiç’e taşındı. Dolayısıyla bu Afrin operasyonu ve arkasından gelecek temizlik harekatı veya bir önceki Fırat Kalkanı Harekatı yani bu iki harekat bir amaca hizmet ediyor. Esas yılanın yuvası olan Münbiç’i dağıtmak lazım. Münbiç’i dağıtmadığınız müddetçe bunlar bir yan faktör olarak kalacak. Öte yandan askerimiz Afrin’de çok başarılı bir operasyon sergiliyor. Operasyon çok acele etmeden sivillere mümkün olduğu kadar zarar vermeden yöre halkına sahip çıkarak ve terör örgütlerine direkt vuruşlar şeklinde yapılıyor. Zaten operasyonlara katılan birliklerimizin hepsi özel birlikler. Yavaş ama emin garantili bir şekilde gidilecek diye düşünüyorum. Yine söylüyorum bu operasyonda nihai hedef Münbiç’tir. Oraya girmediğiniz zaman bütün bu yapılan operasyonlar tali kalır. Gereksiz, faydasız demiyorum ama tali kalır. Şuan temizlik harekatıyla Münbiç kuşatılıyor. Münbiç’in güneyinden de Suriye Hükümeti’yle gizli bir ittifakı var. Her ne kadar hükümet bazında devlet başkanıyla görüşülmüyorsa da Suriye Devleti ile Türkiye arasında kesin bir ittifak var. Zaten yıllardır uzmanların söylediği bir şey vardı. Siz Suriye’yi İran’ı Irak’ı yanınıza aldığınız zaman bu bölgede kimse kuş uçuramaz. Türkiye bu doğru politikaya geliyor ve öyle bir yere geldik ki artık bu noktadan geri dönüş yok. ABD’nin imajı o kadar zedelendi ve hezimet üstüne hezimet aldı ki hem şaşkın hem kızgın hem de kalleş. Onun için burada kararlı olmamız lazım ve mutlaka sonuna kadar gitmeliyiz. Bundan sonra seçenek yok. Askerimizin ve devletimizin arkasında durmamız lazım’ şeklinde konuştu.

‘OPERASYON İÇ POLİTİKA MALZEMESİ YAPILMAMALI’
Afrin Operasyonu başladığından beri yakından takip ediyorum ve yapılan herhangi bir yanlış görmedim” diyen Bozkurt, “ Olursa söyleriz zaten bizim tarafsızlık ilkemiz gereği yanlışları söylüyoruz. Askerlerimiz orada aslanlar gibi savaşıyor. Bu kadar fedakarlık yapılıyor hükümetimiz işin arkasında. İktidarıyla muhalefetiyle gördüğüm kadarıyla herkes destek veriyor. Bakın en büyük hatamız nedir biliyor musunuz? Biz devlet meselelerine ve uluslararası meselelere politika katıyoruz. Yani iktidarı beğenmiyorsun veya iktidarı sevmiyorsun bunun üzerinden Afrin’i eleştiriyorsun ve cephedeki askerin moralini bozmaya çalışıyorsun. Senin iktidarla kavgan bizi ilgilendirmiyor. Sen onu iç politikanda yap. Ama bugün bir varlık mücadelesi veriliyor. Bu bölgede burnumuzun dibinde tankıyla topuyla, adı Kürdistan olan ama aslında ikinci bir İsrail kurulmak isteniyor. Yani dağda dolaşan 7500 PKK’lı ile mücadeleye benzemez. Yarın burada bir Kürt Devleti kurulduğunda ve uluslararası arenada ABD tarafından tanındığı anda dünyada en az yüz ülke tanıyacaktır. Savaş uçakları olan uydu sistemleri olan bir devlet gelecek dibimize ve çok daha büyük maliyetleri olan savaşlara girmek zorunda kalınacak. Onun için burada sivil toplum örgütleri de buna dikkat etmeli. Bunları günlük politikalara alet etmemeleri lazım. Bu vatan, namus, Türkiye’nin geleceği meselesidir. İç politika ayrı, orada ne yapmak istiyorsanız yapın ama dış politikaya bunları bulaştırmamak lazım. Bide şunu düşünün cephede asker savaşıyor askerin morale ihtiyacı var. Her şehidimiz için okuduğumuz dualar sosyal medyada paylaştığımız güzel şeyler, askerimize korkma yürü arkandayız diye cesaret verdiğimiz duruşumuz askere bir moral oluyor. Ama sen cephe gerisinden bu savaş kirli bir savaştır, bu katliamdır, Türk askeri sivilleri vuruyor gibi söylemleri benimser, başka savaşlardan çekilmiş görüntüleri sanki bu savaşa aitmiş gibi yayınlamalarsan bu kelimeyi kullanmayı çok sevmiyorum ama bu bir ihanettir, en iyi tabirle ihanete çanak tutmak destek vermektir. Onun için akıllı olacağız, bu mesele vatan meselesi günlük politikayla alakası yok. Duruşumuz net olacak. Askerimiz cephede savaşıyor bizde geride üzerimize ne düşüyorsa yapacağız. Eğer gidip savaşmamız gerekiyorsa bizde gidip savaşacağız” dedi.